Makina Market olarak önyargıları yıkarak, birçok sektörde kendilerini kanıtlayan kadınların, iş makineleri sektöründe de başarıyla var olabileceğini göstermek üzere başlattığımız “Baretin Rengi Olmaz” köşemizin bu ayki konuğu Liebherr Türkiye’nin ilk kadın yöneticisi olan Lojistik Müdürü Neslihan Balaban oldu. Firmadaki sorumluluğu kapsamında tüm ithalat ve depo operasyonlarında yönetici olarak görev alan Neslihan Balaban; iş makineleri sektörü ile sektörde kadın olmanın avantajlarını ve dezavantajları değerlendirerek, sektörü nasıl gördüğünü sizler için anlattı.
Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Firmadaki görev ve sorumluluklarınız nelerdir?
Hacettepe Alman Dili mezunuyum. Liebherr’den önce çok büyük bir treyler firmasında 12 yıl boyunca yurt dışı satış bölümünde çalıştım. 2011 yılından itibaren Liebherr Türkiye’de çalışıyorum. Firmada ilk etapta yedek parça bölümünde görev aldım, kısa bir süre sonra ise ithalat birimine geçiş yaptım. 2019 yılından bu yana görevime Lojistik Müdürü olarak devam ediyorum. Bulunduğum pozisyonun sorumluluğu kapsamında tüm ithalat ve depo süreçlerinin yönetimine katkıda bulunuyorum.
Bu sektöre girmek aklınızda var mıydı? Sektöre giriş hikayeniz nasıl oldu?
Şu anda çalıştığım iş makineleri sektörü daha önceki çalıştığım alanla benzerlik gösteriyor. İlk işimde oldukça şanslıydım, çünkü erkek egemen bir sektör olmasına rağmen kadın çalışanın çok fazla olduğu bir şirkette başladım. Bu nedenle sektördeki çok güçlü kadınları tanıma fırsatı edindim. Bu da özgüvenimi arttırdı. 2010 yılında Münih Bauma Fuarını ziyaretim esnasında ilk kez Liebherr’i tanıdım ve tam da orada Liebherr’de çalışmaya karar verdim.
İşinizle ilgili detay verebilir misiniz? Firmada hangi alanlarda faaliyette bulunuyorsunuz?
Tüm yurtdışı fabrikalarımızdan (hafriyat- kule vinç- mobil vinç – fore kazık ve yedek parça) makine ve yedek parçaların Türkiye’ye getirilmesi, gümrüklenmesi ve depolanması ana faaliyet alanlarım arasında bulunuyor.
Görevinize başlamadan önce iş makineleriyle ilgili bir eğitim aldınız mı? Temsil ettiğiniz iş makinelerinin hangilerine daha fazla ilgi duyuyorsunuz?
İş makineleriyle ilgili öncesinde bir eğitim alma şansım olmadı ancak işe başladıktan sonra şirket içinde yoğun bir teknik eğitim sürecinden geçtim. En fazla hangi ürüne ilgi duyduğumu belirlemek oldukça zor olsa da en çok satılan makinelerimiz, dolayısıyla en fazla ithalatını gerçekleştirdiğimiz modellerin doğal olarak daha fazla ilgi alanımda olduğunu söyleyebilirim.
Firma faaliyetlerine sizinle birlikte toplam kaç kadın ekip arkadaşınız katkı sağlıyor?
Liebherr’de toplam kadın çalışan oranımız yaklaşık %20 civarında bulunuyor ve her geçen gün daha da artıyor. Dört kişiden oluşan İthalat biriminin kadrosunda 3 kadın çalışan bulunuyor. Bu sayı oldukça yüksek.
Çalıştığınız firmanın kadın istihdamına olan bakış açısını değerlendirebilir misiniz?
Satış ve servis bölümlerinde erkek çalışan daha fazla tercih edilmekle birlikte Pazarlama ve Destek birimlerinde kadın çalışan sayısı çok daha fazla oluyor. Bu durum şirketin bakış açısından ziyade, kadınların işin şartları gereği satış ve servis alanlarında çalışmayı pek tercih etmemelerinden kaynaklanıyor.
Erkek egemen bir sektörde kadın olmanın farklılığını yaşıyor musunuz? Sorunlara ve süreçlere farklı bir bakış açısıyla müdahale ettiğiniz durumlar oluyor mu?Sektörde kadın olmanın farklılığını yaşadığım zamanlar oldu. Ancak bunun sektör ile ilgili değil, toplumun erkek egemen yapısından kaynaklandığını düşünüyorum. Bir kadın olarak sorunlara ve süreçlere daha titiz ve sonuç odaklı müdahele etmeye çalışıyorum.
Bir kadın olarak erkek egemen bir sektörde yer alırken zorlandığınız noktalar oldu mu?
Erkek egemen bir sektörde kadın olarak elbette zorlandığım noktalar oldu. Özellikle bulunduğum ve benzeri sektörlerde müşteriler, kadınların yetkin ve yeterli olduğunu pek düşünmüyorlar. Bu tabii ki büyük bir ön yargı. Çünkü sizi tanıdıklarında, iş yapışınızı ve problem çözme yeteneğinizi gördüklerinde bu ön yargı tamamen değişiyor.
Kadın gözünden iş makinesi sektörünü ve bu alandaki mekanizasyonu değerlendirir misiniz?
Türkiye ekonomisinin lokomotifi olan inşaat sektörünün çok önemli bir parçası olan iş makinesi sektörü, rekabetin ve fırsatların çok olduğu bir alan. Bulunduğumuz alanda güçlü ve mücadeleci olmalıyız. Bununla birlikte bu sektörde çalışan bir kadın olarak iş makinesi sektörünün dinamizminden oldukça keyif aldığımı söylemeliyim.
İş makinesi sektöründe çalışan bir kadın olarak, sektördeki kadınlara tavsiyeleriniz nelerdir?
Kadınların istedikten sonra başarılı olamayacağı hiçbir iş kolu yoktur. Benim tavsiyem, bu sektörden gözleri korkmasın. Asla erkek işi olduğunu düşünmesinler. Biz kadınlar olarak kafamıza koyduğumuzda her işi öğrenip üstesinden gelebiliriz. Bunun için de inanç ve kendine güven şart.
Son yıllarda çalışma hayatında kadınların varlığı daha fazla hissedilse de iş makinesi sektöründe kadın çalışanların sayısının az olmasıyla ilgili neler düşünüyorsunuz? Bu sayının yükselmesi için sizce neler yapılmalı?
Sektörde direkt olarak müşteri ile temas eden satış ve servis bölümlerinde kadın çalışanlar görmesek de destek birimlerinde kadın çalışanların sayısı oldukça fazla. Ülkemizde kadın teknisyenlerin sayısı artarsa, onları da ön saflarda görmek mümkün olacaktır. Satış bölümünde çalışmak, kadınlar tarafından işin şartları gereği (seyahatler, esnek mesai saatleri vs…) pek tercih edilmiyor. Ancak bana göre sektörün en keyifli kısmı satış kısmıdır. Satış temsilciliğinde hem manevi yönden tatmin olunduğundan hem de çok hareketli bir iş kolu olduğundan monotonluğa asla izin vermiyor. Dolayısıyla kadınların bu alanda çalışmayı talep etmesi gerektiğini ve firmalarında bu alanda kadınlara fırsat tanıması gerektiğini düşünüyorum.
Son olarak eklemek istedikleriniz
Son olarak belirtmek isterim ki Liebherr Türkiye 2008 yılında kurulmuş genç bir firma. Liebherr Türkiye’nin ilk kadın müdürüyüm. Sürekli büyüyen bir firma olarak kadın çalışan sayımız da her geçen gün artıyor. Bu da demek oluyor ki firmamızda çok daha fazla kadın yöneticiler göreceğiz. Ama en önemlisi kadın çalışanlar birbirlerine destek olmalıdırlar. Kadın yöneticiler de hemcinslerini yüreklendirmeli ve gerekirse pozitif ayrımcılık yapmalı ki erkek egemen tüm sektörlerde sayımız artsın.