Sulama ve içme suyu projeleriyle tarımsal üretimi destekleyen, taşkın ve altyapı yatırımlarıyla şehirleri güvence altına alan Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü (DSİ), modern makine parkını gençleştirerek amfibik ekskavatörlerden modern dozerlere kadar yeni nesil ekipmanlarla tarım arazilerinde verimliliği artırıyor, afetlere hızlı müdahale imkanı sağlıyor. 2025 yılında 5.593 iş makinesi ve yardımcı ekipmandan oluşan makine parkı ile çalışmaları sürdürdüklerini ifade eden DSİ Genel Müdürü Mehmet Akif Balta, Türkiye’nin farklı bölgelerindeki hayata geçirilen önemli projeler hakkında detaylı açıklamalarda bulundu.
DSİ’nin Türkiye genelindeki organizasyon yapısı ve toplam personel sayısı hakkında güncel bilgi verebilir misiniz?
Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü (DSİ), Türkiye’de yerüstü ve yeraltı sularının zararlarını önlemek ve çeşitli faydalarını sağlamak amacıyla su kaynaklarının planlanması, yönetimi ve geliştirilmesinden sorumlu, tüzel kişiliğe sahip ve özel bütçeli bir kuruluştur. 1925 yılına kadar uzanan köklü geçmişiyle DSİ, Tarım ve Orman Bakanlığı’na bağlı olarak su kaynaklarının korunması ve planlanmasıyla ekonomik, sosyal ve çevresel faydalar elde etmeye yönelik çalışmalar yürütmektedir. Osmanlı döneminde su yapıları vakıflar tarafından sınırlı ölçüde inşa edilmiş, su işlerinin örgütlü ve sürekli biçimde ele alınması ise 1914’te Nafıa Nezareti’nin yeniden yapılanmasıyla kurulan “Umur-u Nafıa Müdüriyet-i Umumiyesi” ile başlamıştır. 1925’te Sular Fen Heyeti Müdürlüğü’nün kurulmasıyla Bursa, Adana, Ankara, Edirne ve İzmir’de Su İşleri Müdürlükleri oluşturulmuş, ancak ödenek ve gözlem eksiklikleri nedeniyle işler beklenen ölçüde ilerleyememiştir. Cumhuriyetin ilk çeyrek asrında ise Ankara Çubuk I Barajı başta olmak üzere birçok baraj inşa edilmiş ve 1939’da “Su İşleri Reisliği” kurulmuştur. 1953’te Su İşleri Teşkilâtı yeniden düzenlenmiş ve 1954’te 6200 sayılı kanunla Bayındırlık Vekâleti’ne bağlı, katma bütçeli ve tüzel kişiliğe sahip Devlet Su İşleri Umum Müdürlüğü faaliyete geçmiştir. DSİ, 1954’ten bu yana enerji, tarım, hizmet ve çevre sektörlerinde yürüttüğü projelerle milyonlarca insana refah, istihdam, sağlık ve yüksek yaşam standardı sağlamaktadır. Ülke genelinde 26 Bölge Müdürlüğü ve merkezdeki daire başkanlıklarında yaklaşık 24 bin personeliyle su kaynakları yönetiminde öncü bir yatırımcı konumundadır.

2025 yılı için planlanan ve şu ana kadar başlatılmış olan büyük ölçekli projeler hakkında bilgi verebilir misiniz?
2025 yılında inşaatı devam eden büyük ölçekli sulama tesisleri arasında önemli projeler öne çıkmaktadır: Çumra 3. Merhale Sulamaları kapsamında Konya Apa Hotamış 1, 2 ve 3 Sulamaları (33.193 hektar) inşaatında 25.250 hektar alan sulamaya hazır hale getirilmiştir. Kıbrıs Su Temin Projesi kapsamında yürütülen 44,27 kilometrelik Orta Mesarya Ovası Sulaması İletim Hattı inşaatı devam etmektedir. Erzurum Hınıs Başköy Barajı Sulaması (20.535 hektar) inşaatında 2.500 hektar alan sulamaya hazır hale getirilmiş olup, 2025 yılında 800 hektar alanın daha sulamaya açılması hedeflenmektedir. Malatya Yoncalı İsale Tüneli ve Sulaması (17.475 hektar) inşaatında 9.083 metre uzunluğundaki tünelin %90’ı tamamlanmış, kalan 220 metrede ise inşaat sürmektedir; ayrıca 2025 yılında sulama ana borusunun ilk 5.000 metresinin tamamlanması planlanmaktadır. Kayseri Bahçelik Projesi kapsamındaki Bünyan-Sarıoğlan Sulaması (22.630 hektar) inşaatında tamamlanma aşamasına gelinmiştir. Van Erciş Pay Sulaması (17.405 hektar) inşaatında ise 2025 yılında 2.904 hektar alanın sulamaya hazır hale getirilmesi hedeflenmektedir. Muş Ovası Pompaj Sulaması 1. Kısım (16.748 hektar) işinde 2025 yılında 700 hektar alanın sulamaya açılması planlanırken, Kars Barajı Sulaması 1. Kısım (9.088 hektar) işinde de aynı yıl 700 hektarlık alanın sulamaya açılması hedeflenmektedir. Iğdır Tuzluca Ünlendi Barajı Sulaması (9.862 hektar) inşaatının ihale süreci tamamlanmak üzeredir. Silvan Projesi kapsamında ise toplam 235.058 hektar alanın sulama suyunun iletileceği yaklaşık 13 kilometre uzunluğundaki Silvan Tüneli yapım işi ihale edilmiş ve çalışmalar başlamıştır. Tünelin çapı 10 metre, debisi ise 212 m³/s olarak projelendirilmiştir.

2025 yılında projesi devam eden büyük ölçekli sulama tesislerinden bazıları:
- Hatay Tahtaköprü Barajı Sulaması Proje Yapımı (39.115 ha)
- Aşağı Seyhan Ovası Sulaması Rehabilitasyonu Proje Yapımı (168.275 ha)
- İmamoğlu Sulaması Ek Sahalar Proje Yapımı (37.000 ha)
- Çarşamba Ovası Sol Sahil Sulaması Proje Yapımı (23.378 ha)
- Tokat Kazova Sağ ve Sol Sahil Sulamaları Yenileme Proje Yapımı (21.021 ha)
- Erzurum Elmalı Tüneli Proje Yapımı (L = 9.000 m, D = 4,0 m, Q = 26,5 m³/s)
- Konya Merkez Arıtılmış Atıksuların Sulamada Kullanılması Projesi (9.183 ha)
- Gaziantep Araban-Yavuzeli Sulamaları Proje Yapımı (33.279 ha)
- Adıyaman Göksu Araban Projesi Besni-Keysun-Kızılin ve Pazarcık-Kızkapanlı Sulamaları Proje Yapımı (26.867 ha)
- Garzan Projesi Sulaması Garzan Ünitesi Proje Yapımı (22.341 ha)

İçme suyu projeleri:
- Ankara İçmesuyu II. Merhale Projesi (Gerede Sistemi)
- Diyarbakır İçmesuyu İsale Hattı 2. Kısım İkmali
- Mersin Pamukluk Barajı İçmesuyu İsale Hattı
- Antalya-Karacaören 2 Barajı İçmesuyu Tesisleri
- Mardin İli 2. Kademe İçmesuyu İsale Hattı
- Kahramanmaraş Kısık İçmesuyu Regülatörü-Ayvalı Barajı Bağlantısı İsale Hattı
- Düzce Merkez İçmesuyu Arıtma Tesisi
- Malatya İl Merkezi İçmesuyu Hatlarının ve Depolarının Deprem Sonrası Rehabilitasyonu

Sulama alanında 2025 yılı içinde hangi bölgelerde yeni projeleri hayata geçirdiniz ya da geçirmeyi planlıyorsunuz?
Ülkemizde ekonomik olarak sulanabilir arazi varlığı 8,5 milyon hektar olup, bunun 7,2 milyon hektarı (%84,7) sulamaya açılmıştır. 2025 Yılı Yatırım Programında toplam 1.284.093 hektarlık sulama işi yer almakta olup, bunların 503.070 hektarı inşaatı devam eden ve ihale edilmiş projeleri, 781.023 hektarı 2025 yılı ve sonrasında ihale edilecek projeleri, 188.234 hektarı ise yatırım programında yer alan yenileme işleri kapsamaktadır. Bu çerçevede, 2025 yılında DSİ tarafından 84.702 hektar tarım arazisinin sulamaya açılması hedeflenmektedir. Büyük ölçekli sulama projeleri arasında Çorum-Obruk Dutludere Sulaması İkmali, Hatay Amik-Afrin Reyhanlı Barajı Sulaması, Mersin Anamur Alaköprü Sulaması, İmamoğlu Sulaması, Mersin Sorgun Barajı Sulaması, Mersin-Pamukluk Barajı Sulaması, Aşağı Çekerek 1. Merhale Projesi kapsamında Zile, Maşat, Reşadiye, Çekerek ve Mamure Ovaları Sulaması, Samsun Bafra Ovası Sulaması, Erzincan Turnaçayırı Barajı Sulaması, Erzurum Hınıs Başköy Barajı Sulaması, Erzurum Palandöken Sakalıkesik Ovası Sulaması, Ağrı Ovası Yazıcı Sulaması, Kralkızı-Dicle Cazibe Sulaması, Edirne Aşağı İpsala Hamzadere Barajı Sulaması, Edirne Meriç Çakmak Barajı Sulaması, Kayseri Develi Ovası Sol Sahil Sulamaları, Antalya-Alanya Dim Barajı Sulaması, Viranşehir Pompaj Sulaması, Mardin Ceylanpınar Ovaları Cazibe Sulaması, Van Erciş Pay Sulaması, Muş Ovası Pompaj Sulaması, Hakkari Yüksekova Dilimli Barajı Sulaması, Gemerek Kartalkaya Barajı Sulaması, Kılavuzlu Sulaması, Muğla Dalaman Ovası Sulaması, Aydın Çine Sulaması, Kahramanmaraş Adatepe Sulaması, Bayburt-Kırklartepe Sulaması, Kastamonu Gökırmak Obrucak Sulaması, Kars Arpaçay Koçköy Barajı ve Sulaması ile Kars Barajı Sulaması yer almaktadır. Ayrıca, 2025 yılında DSİ tarafından yürütülen yenileme sulama inşaatlarının tamamlanmasıyla 17.406 hektar alanın açık sistemden kapalı sisteme dönüştürülmesi hedeflenmektedir.

Kuraklık riski yüksek bölgelerde yürütülen çalışmalardan örnekler verebilir misiniz?
Son yıllarda iklim değişikliğinin etkisiyle ülkemiz genelinde yağışlar azalırken, sıcaklıkların artışına bağlı olarak buharlaşma kayıpları yükselmiş ve sulama tesislerimizin su kaynaklarında düşüşler gözlenmiştir. Ayrıca sıcaklıkların normallerin üzerinde seyretmesi, bitkilerin gelişim süreçlerini etkilemiş ve tesislerden normalden daha erken tarihlerde su talebinin gerçekleşmesine yol açmıştır.
Bu sebeple, 2025 yılı sulama sezonunda su eksikliğine bağlı sorunların önlenmesi veya asgariye indirilmesi amacıyla sulama sezonu öncesinde Tarımsal Kuraklık İl Kriz Merkezi toplantıları organize edilmiş, Genel Sulama Planlarının havza bazında hazırlanması (15 Aralık ve 30 Mart tarihlerine göre) talimatlandırılmıştır. Kuraklık riskinin ciddiyetini koruması nedeniyle teknik elemanlardan oluşan çalışma grupları, Bölge Müdürlüklerine saha ziyaretleri düzenlemiş, İşletme ve Bakım personeli ile Sulama Birlik temsilcilerinin katılımıyla toplantılar gerçekleştirilmiştir. Ayrıca, depolama tesislerindeki su durumu, muhtemel akımlar ve sulama suyu ihtiyaçları birlikte değerlendirilerek “Kurak Dönem 2025 Yılı Mevcut Su ve Sulama Suyu İhtiyacı Analizi” tablosu hazırlanmış ve Şubat ayı itibariyle tüm Bölge Müdürlüklerine iletilmiştir.

Sulama maksatlı barajlardan yapılan değerlendirmede; 511 adet baraj, gölet ve gölden su alan sulama tesislerinin:
- %69’u (1.532.470 ha alana hizmet eden 349 adet) YETERLİ,
- %11’i (370.857 ha alana hizmet eden 58 adet) KISINTILI,
- %20’si (629.568 ha alana hizmet eden 103 adet) KRİTİK işletme koşullarında olduğu tespit edilmiştir.

Bu kapsamda, 55 ilde Tarımsal Kuraklık İl Kriz Merkezi toplantıları düzenlenmiş ve alınan kararlar uygulanmaya konulmuştur. Kararlar arasında kuru tarımın uygulanması, depolama tesislerinden uygulanacak münavebe ve rotasyon programları çerçevesinde kısıntılı su verilmesi ve çiftçilerin kuru tarıma yönlendirilmesi yer almaktadır. Ayrıca, şebeke dışı arazilere (sabit tesisler hariç) su verilmemesi, kısıtlı sulama programlarının uygulanması ve sabit tesisler hariç sulama beyannamesi alınmaması kararları alınmıştır. Gece sulamasının yapılması, izinsiz sulama yapılan her arazi başına su kullanım hizmet bedelinin iki katına çıkarılması ve tekrar edilmesi halinde dört katına kadar idari para cezası uygulanması ile rotasyonun uygulanması da alınan önlemler arasında yer almaktadır.
Sulama altyapısının güçlendirilmesi, su tasarrufu ve tarımsal verimliliğin artırılması açısından hangi teknolojik çözümleri hayata geçirdiniz?
Tarımsal sulamada su verimliliğinin artırılması ve sulama altyapısının güçlendirilmesine yönelik olarak DSİ tarafından yürütülen çalışmalar kapsamında, kayıp ve kaçak oranı yüksek olan mevcut açık kanallı sulama şebekeleri belirli kriterler doğrultusunda basınçlı-borulu şebekeye dönüştürülmektedir. Bunun yanında, yağmurlama ve damla sulama yöntemlerine imkan veren yüksek basınçlı borulu sulama şebekeleri projelendirilmektedir. Su iletimi ve dağıtımının adil ve kontrollü biçimde yapılabilmesi ile kayıp ve kaçakların tespit edilebilmesi amacıyla debimetreler, ön yüklemeli sayaçlar ve hidrolik su alma vanaları kullanımı yaygınlaştırılmaktadır. Sulama sistemlerinin tek merkezden kontrol edilmesini sağlayan karar destek tabanlı akıllı sulama ve otomasyon sistemleri geliştirilmektedir. Pompajlı sulamaların enerji maliyetlerini karşılamak ve sürdürülebilirliğini sağlamak amacıyla yenilenebilir enerji tesisleri (GES, RES) kurulmasına yönelik fizibilite çalışmaları yürütülmekte, enerji maliyetlerini azaltmak için gece depolaması teknik ve ekonomik olarak değerlendirilmektedir. Ayrıca sulama altyapısında kullanılan şebeke boruları ve ek parçalarına ait teknik şartnameler (HDPE, CTP, çelik) günümüz teknolojisi ve işletme koşullarına göre revize edilmektedir. Büyük debi taşıyan açık kanallar ise mansap kontrollü (regülasyonlu) olarak projelendirilip işletilmekte olup, talep değişiklikleri kanal depolamasından güvenle karşılanmakta ve sulama randımanı artırılmaktadır.

İklim değişikliği ve kuraklık gibi tehditler çerçevesinde DSİ’nin su yönetimi stratejilerinde 2025 yılı için hangi değişiklikler öne çıktı?
2025 yılında DSİ, mikro havza yönetimi, erken uyarı sistemleri ve yeraltı suyu kullanım politikalarında önemli adımlar attı. Kuraklık ve taşkın risklerinin etkin yönetimi için bölgesel ve havza bazlı izleme sistemleri oluşturulurken, erken uyarı ve risk tahmin sistemleri geliştirilmiş ve baraj ile göletler için su seviyesi izleme sensörleri yaygınlaştırılmıştır. Yeraltı suyu kullanımını optimize etmek amacıyla sondaj ve hidrojeolojik veri tabanı güncellenmiş, tarımsal sulamada ise “Suya Göre Tarım” yaklaşımı benimsenerek su kaynaklarının kullanım öncelikleri belirlenmiş ve bölgesel yönetim planları hazırlanmıştır.
Son dönemde amfibik iş makineleriyle ilgili önemli bir yatırım gerçekleştirdiniz. Bu makinelerin kullanım alanları ve projelere katkısı hakkında bilgi verebilir misiniz?
Hem karasal hem de sığ su alanlarında çalışma yeteneğine sahip amfibik ekskavatörler, farklı coğrafi ve çevresel koşullarda verimli bir temizlik aracı olarak kullanılmaktadır. DSİ 22. Bölge Müdürlüğü (Trabzon) sınırlarında, 8 Temmuz 2025’te Sera Gölü’nde yaşanan taşkın sonrasında göl yüzeyinde biriken ağaç ve plastik atıkların temizliğinde ilk kez kullanılmıştır. Makine, kıyıya yakın alanlarda ayaklarını zemine sabitleyerek çalışmış ve derinliği az olan bölgelerde biriken yüzer malzemeler, uzun ve kısa bomlu ekskavatörler ile kamyonlara yönlendirilmiştir. Ayrıca DSİ 18. Bölge Müdürlüğü (Isparta) sınırlarında da amfibik ekskavatörlerin etkin kullanımı başlamış olup, Eğirdir Gölü’ne dökülen akarsularda biriken malzemelerin temizliği, pompa yaklaşım kanallarının bakımı ve klasik ekskavatörlerin ulaşamadığı bataklık alanlarda çalışmalar yürütülmektedir.

Amfibik makineler ile hangi coğrafi koşullarda daha fazla verim alıyorsunuz?
Amfibik ekskavatörler, karada, sığ su, bataklık ve derin su alanlarında çok amaçlı olarak kullanılmaktadır. Bataklık, ıslak arazi ve yumuşak arazilerde güvenli ve etkili çalışabilir; düşük zemin basıncı ve özel hidrolik alt takım tasarımı sayesinde bataklık alanlarda üstün hareket kabiliyeti sağlar.

DSİ’nin makine parkı bugün itibariyle ne durumda? 2025 yılı içinde yapılan yenileme ve modernizasyon çalışmaları hakkında bilgi verebilir misiniz?
2025 Temmuz itibarıyla DSİ makine parkı, toplam 5.593 iş makinesi ve yardımcı ekipmandan oluşmaktadır. Ana grup iş makineleri kapsamında 1.795 adet makine yer almakta olup, bunlar arasında 784 ekskavatör, 204 paletli traktör (dozer), 117 yükleyici, 95 greyder ve 595 müteharrik karoserli kamyon bulunmaktadır. 2024 yılı sonu ve 2025 yılı başında dört parti halinde toplam 100 treyler çekicisi makine parkına dahil edilmiştir. Ayrıca “Makine Parkı Yenileme ve Dengeleme Projesi” kapsamında 130 paletli traktör (dozer) ve 50 kanal kazıyıcı yükleyici ihalesi tamamlanmış olup, bu ekipmanların teslimat süreçleri devam etmektedir.

Yapılan yatırımlarla birlikte makine parkınızın yaş ortalaması nasıl değişti? Bu gençleşmenin operasyonel verimliliğe ve bakım maliyetlerine etkisi ne oldu?
2021 yılında makine parkında 0-10 yaş aralığındaki ekskavatörlerin oranı %46, paletli traktörlerin oranı %38,6 ve damperli kamyonların oranı %40,5 idi. Yükleyici ve greyderler ise bu yaş aralığında herhangi bir makineye sahip değildi. 2022’den itibaren başlatılan yenileme süreciyle toplam 570 yeni ekipman parkımıza dahil edildi. Bu sayede 0-10 yaş aralığındaki ekskavatör oranı %64’e, damperli kamyon oranı %44’e, treyler çekicileriyle birlikte 0-10 yaş oranı %46,9’a, 130 paletli traktörün katılımıyla ise %76,3’e yükselmiştir. Genç makineler sayesinde operasyonel süreçler daha sorunsuz ve iş verimi yüksek bir şekilde yürütülmekte; bakım ve onarım süreleri azalmış, maliyetler düşmüştür. Makine parkının gençleşmesi, hem kısa vadede hem de uzun vadede iş gücüne önemli katkılar sağlamıştır.
