Beton santralleri, kırma-eleme sistemleri ve geri dönüşüm teknolojilerinde Türkiye’nin lider markalarından MEKA Global, 4.500’ün üzerinde kurulu tesisiyle dünya genelinde 110’dan fazla ülkeye ihracat gerçekleştiriyor. MEKA Global Yönetim Kurulu Üyesi Kerem Kaybal, “Dünyanın en büyük 250 müteahhitlik firmasının çözüm ortakları listesinde yer alıyoruz ve alanımızın küresel oyuncuları arasındayız” diyerek firmanın üretim altyapısını, çözüm odaklı yaklaşımını ve sürdürülebilir büyüme vizyonunu tüm detaylarıyla anlattı.
Beton santralleri, kırma-eleme sistemleri ve geri dönüşüm teknolojileri alanında Türkiye’nin en güçlü sanayi markalarından biri olan MEKA Global, 110’dan fazla ülkeye gerçekleştirdiği ihracat ve 4.500’ün üzerinde kurulu tesisiyle küresel çapta faaliyet gösteriyor. 1987 yılında kurulan MEKA, Ar-Ge odaklı üretim gücü, yüksek yerlilik oranı ve dünya devleriyle gerçekleştirdiği projelerle öne çıkıyor. MEKA Global Yönetim Kurulu Üyesi ve Ticari İşlerden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Kerem Kaybal, firma faaliyetleri, ürün portföyü ve büyüme yolculukları hakkında önemli bilgiler paylaştı.
MEKA, 5 fabrikada 110 bin metrekarede üretim yapıyor
Ankara ve Eskişehir’deki 5 fabrikaları bulunduğunu belirten Kaybal, “Bu fabrikalarda toplam 110 bin metrekare kapalı üretim alanına sahibiz. Ürün portföyümüz beton santralleri, kırma eleme sistemleri ve geri dönüşüm çözümleri olmak üzere üç ana kategoriden oluşuyor. Her kapasite ve üretim çeşidi için beton santrali ve ekipman tasarlayıp üretme yeteneğine ve tecrübesine sahibiz. MEKA markasının köklerinden gelen beton santrali uzmanlığı ile mobil, sabit, kompakt, şantiye tipi, RCC, Precast beton santralleri ile en küçük şantiyeden en büyük projelere, hazır beton endüstrisinden prekast endüstrisine kadar tüm spektrumda ihtiyaçları karşılayacak geniş bir ürün gamına sahibiz” dedi.

“4 bin 500’ün üzerinde beton santrali ve tesis ile global liderler arasındayız”
MEKA Global, kırma eleme alanında agrega, maden ve geri dönüşüm sektörlerine yönelik sabit, kompakt ve mobil sistemler sunuyor. Üretimini yaptıkları ürünlerin özellikle madencilik ve taş ocağı sektörlerinde kullanıldığını ifade eden Kerem Kaybal sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Çeneli, konik ve darbeli kırıcılarımız, titreşimli elek sistemlerimiz ve yıkama ünitelerimiz madencilik ve taş ocaklarında yoğun talep görmektedir. Besleyicilerden kırıcılara, eleklerden ıslak proses ekipmanlarına ve mobil tesislere kadar geniş ürün yelpazemizle sektörün tüm ihtiyaçlarını karşılayan çözümler tasarlayıp üretiyoruz. Dünya genelinde yüksek kapasiteli özel tesis tasarımı ve üretimi konusundaki uzmanlığımız sayesinde öncelikli tercih edilen markalardan biri konumundayız. Dünya genelinde kurulumunu yaptığımız çalışır durumda 4 bin 500’ün üzerinde beton santrali ve kırma eleme tesisi ve ekipmanları ile bu alanın global liderleri arasındayız.”
Dünya çapında 110’dan fazla ülkeye ihracat yapılıyor
Mühendislik birikimi ve tecrübesini Ar-Ge faaliyetleriyle geliştirerek önemli projelere sundukları katkılarla dünya pazarında güçlü bir konum edindiklerine dikkat çeken Kerem Kaybal, “Beton santrali tarafında büyük müteahhit gruplarının yol, baraj, nükleer santral ve havalimanı projelerinde; kırma-eleme tarafında ise birçok maden firmasının taş ocağı işletmeciliği ve agrega üretimi projelerinde imzamız bulunuyor. ABD’den Avustralya’ya, Meksika’dan Rusya’ya, Lübnan’dan Filipinlere, Şili’den İspanya’ya her kıtada 110’dan fazla ülkeye ihracat gerçekleştirdik. 50’yi aşkın ülkede temsilcilik düzeyinde satış ve teknik servis yapılanmamız mevcut. Dünyanın en büyük 250 müteahhitlik firmasının çözüm ortakları listesinde yer alıyoruz ve alanımızın küresel oyuncuları arasındayız” dedi.

Müşterilere her adımda özel hizmet veriliyor
Her sahayı, her projeyi ayrı ayrı değerlendirerek müşterileri için en uygun mühendislik hizmetini geliştirdiklerini vurgulayan Kerem Kaybal, “Bu yaklaşım sayesinde müşterilerimizle sadece ürün bazlı değil, çözüm odaklı bir iş birliği kuruyoruz. Tasarım ve üretim süreçlerimizi kendi bünyemizde yürütmemiz, kaliteyi daha yakından takip etmemizi sağlıyor. Bu sayede sahadaki zorlu koşullara uygun, dayanıklı ve bakımı kolay sistemler sunabiliyoruz. Ayrıca satış sonrası hizmetlere büyük önem veriyoruz. MEKA ürünlerini tercih eden müşterilerimize yedek parça temini, teknik destek ve yazılım güncellemeleri gibi konularda ürünün ömrü boyunca destek sağlamaya devam ediyoruz. Bu uzun vadeli yaklaşımı, müşterilerimizle sürdürülebilir ilişkiler kurmanın önemli bir parçası olarak görüyoruz” sözlerini kaydetti.
“Montaj kolaylığı sağlayan tasarımlar üzerinde yoğun çalışıyoruz”
“Müşterilerimizin ihtiyaçlarına daha iyi çözümler sunabilmek için Ar-Ge çalışmalarımıza büyük önem veriyoruz” diyen Kerem Kaybal, tüm ürünleri kendi Ar-Ge merkezlerinde geliştirdiklerini ve aynı zamanda üretim altyapısını da dijitalleşen teknolojiye uyumlu hale getirdiklerinden bahsetti. Ar-Ge’nin tüm süreçler içinde önde geldiğini hatırlatan Kaybal, “Ar-Ge ile müşterilerimizin taleplerini doğru anlayarak onlara uygun ve verimli çözümler üretiyoruz. Bu anlayışla sürekli iyileşmeyi hedefliyoruz. Ayrıca yeni nesil otomasyon sistemleri, uzaktan izleme panelleri, arıza uyarı mekanizmaları gibi dijitalleşme adımlarını hayata geçirdik. Enerji tüketimini düşüren motor sistemleri, düşük su tüketimli yıkama üniteleri ve modüler montaj kolaylığı sağlayan tasarımlar üzerinde yoğun şekilde çalışıyoruz. 2023 yılında Turkishtime Dergisi’nin Ar-Ge harcamaları araştırmasında Türkiye’nin Ar-Ge’ye en fazla yatırım yapan 500 şirketi arasında yer almak da bizim için bu alandaki çabalarımızın değerli bir göstergesi oldu. Bahsettiğim tüm bu süreçler bütün olarak hem verimlilik hem de sürdürülebilirlik açısından müşteri için ciddi kazanımlar sağlıyor” dedi.

Dünya genelinde birçok projeye katkı sağlandı
MEKA Global’in yer aldığı projelerden bazılarını paylaşan Kerem Kaybal, “İngiltere HS2 Hızlı Tren Projesi bizim için oldukça önemliydi” diyerek şu bilgileri aktardı:
“Avrupa’nın en büyük altyapı projesine beton santrallerimizi başarıyla entegre ettik. Ayrıca Hinkley Point C Nükleer Santrali, İstanbul Havalimanı, Doha Metrosu, Londra Heathrow Havalimanı Genişleme Projesi ve Tanzanya Orta Hızlı Demiryolu gibi projelerde de MEKA çözümleri tercih edildi. Kırma-eleme ve madencilik tarafında ise çinko izabe tesisi, seramik geri dönüşüm tesisi, yüksek kapasiteli agrega üretim hatları ve madencilik ekipmanlarımızla global ölçekte gücümüzü kanıtladık. Bu projelerde yalnızca tedarikçi değil, doğrudan mühendislik çözüm ortağı olarak yer aldık. Bu da uluslararası güvenilirliğimizi artıran en önemli unsurlardan biri.”
“Sürdürülebilirlik sadece üretimde değil, insan kaynağında da başlar”
MEKA, müşteri ihtiyaçlarına özel çözümler sunarken, aynı esnekliği insan kaynakları yaklaşımına da yansıtıyor. Kaybal “Genç mühendisler, teknikerler, çırak öğrenciler ve stajyerler sistemimizin ayrılmaz bir parçası. 70’in üzerinde mühendis olmak üzere 500’den fazla çalışanımızla üretim sürecini yürütüyoruz. Meslek liseleri ve üniversitelerle iş birliklerimiz devam ediyor. Gençleri yalnızca iş gücü değil, geleceğin liderleri olarak yetiştiriyoruz. İç eğitim programlarımızla çalışanlarımızın hem mesleki hem kişisel gelişimini sürekli destekliyoruz. Sürdürülebilirlik sadece üretimde değil, insan kaynağında da başlar” ifadelerini kullandı.

MEKA, büyüme odaklı adımlar atmayı sürdürüyor
MEKA’nın hem mevcut pazarlardaki konumunu güçlendirmenin hem de yeni pazarlara açılarak küresel ölçekte daha etkin bir oyuncu olmak öncelikli hedefleri arasında olduğunu belirten Kerem Kaybal, “İhracat hacmimizi her yıl istikrarlı şekilde artırarak ülkemizin ekonomik büyümesine katkı sağlarken, aynı zamanda dünya genelinde güvenilir ve tercih edilen bir marka olma vizyonuyla çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu doğrultuda, kalite, müşteri memnuniyeti ve sürdürülebilir büyüme odaklı adımlar atmaya devam ediyoruz. Üretim kapasitemizi artırmaya yönelik yatırımlarımız hızla ilerlemekte olup; dijitalleşme, yeşil dönüşüm ve akıllı üretim sistemlerine geçiş önceliklerimiz arasında yer alıyor. Bu sayede hem çevresel sürdürülebilirliğe katkı sağlamayı hem de üretim verimliliğimizi artırmayı hedefliyoruz” dedi.
“Turquality ile dünya çapında etkili bir oyuncu olmaya devam edeceğiz”
Uluslararası pazarlardaki rekabet gücünü artırmak için stratejik adımlar attıklarını belirten Kaybal, sözlerini şöyle tamamladı: “Türkiye’nin en prestijli devlet desteklerinden biri olan Turquality/Marka Programı’na dahil olmak bizim için çok önemliydi. Bu program sayesinde global pazarda markamızın bilinirliğini artırıyor, yeni pazarlara daha hızlı ve etkin giriş sağlıyoruz. Turquality destekli yol haritamızla, müşteri odaklı çözümlerimiz ve yüksek kalite standartlarımız sayesinde dünya çapında etkili bir oyuncu olmaya devam edeceğiz.”