Kırma–eleme tesisleri, beton santralleri ve agrega işleme teknolojileri alanında Türkiye’nin önde gelen markalarından biri olan FABO Global, 100’ün üzerinde ülkeye ihracat gerçekleştirerek global ölçekte güçlü bir konum elde etti. FABO Global İş Geliştirme ve Pazarlama Direktörü Ömür Güleç, “Suudi Arabistan’daki NEOM Projesi kapsamında 1000 ton/saat kapasiteli kırma-eleme tesisinin kurulumunu tamamladık. Türk mühendisliğinin global ölçekte ne kadar rekabetçi olduğunu bir kez daha gösterdik. Zorlu saha koşullarına uygun ve hızlı devreye alınabilir bir tesisi hayata geçirmek bizim için büyük bir başarı oldu” dedi.
Kırma–eleme tesisleri, beton santralleri ve agrega işleme ekipmanları alanında Türkiye’nin önde gelen sanayi markalarından biri olan FABO Global, 100’ün üzerinde ülkeye gerçekleştirdiği ihracat, güçlü mühendislik kabiliyeti ve yenilikçi ürün portföyüyle dikkat çekiyor. İzmir/Torbalı’daki üretim kampüsünde tamamen yerli mühendislik gücüyle faaliyetlerini sürdüren şirket, modüler sistem tasarımı, enerji verimliliği ve sürdürülebilirlik odaklı çözümleriyle global pazarda hızla büyüyor. FABO Global İş Geliştirme ve Pazarlama Direktörü Ömür Güleç, firmanın global faaliyetleri, ürün portföyü, sürdürülebilirlik vizyonu ve NEOM Projesi gibi prestijli uluslararası projelerdeki rolü hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
“İzmir’deki üretim kampüsümüzden 100’ün üzerinde ülkeye ihracat yapıyoruz”
FABO’nun mühendislik kabiliyetinin tamamıyla yerli sermaye ile geliştirildiğini ifade eden Ömür Güleç, “FABO, kırma–eleme tesisleri, beton santralleri ve ilgili ekipmanların tasarım, üretim, kurulum ve satış sonrası hizmetlerinde uzman, %100 Türk sermayeli bir mühendislik şirketidir. Türkiye’de İzmir/Torbalı’daki üretim kampüsümüzde ürün geliştirme, test ve üretim yapıyoruz; eğitim ve yedek parça lojistiğini buradan yönetiyoruz. Globalde 100’ün üzerinde ülkeye ihracat, genişleyen bayi ağı, yerinde devreye alma, operatör eğitimi ve SSH (servis–spare parts) hizmetleri sunuyoruz. Almanya merkezli yapımız ve farklı bölgelerdeki yerel paydaşlarımızla müşteriye yakın operasyona önem veriyoruz” dedi.

Projeye özel çözümler geliştiriliyor
FABO’nun ürün gamının sadece kırma–eleme tesislerinden ibaret olmadığını vurgulayan Ömür Güleç, şirketin mühendislik yaklaşımının geniş kapsamını şu sözlerle aktarıyor:“Beton santralleri tarafında mobil, kompakt ve sabit tip çözümler sunuyoruz (örneğin TURBOMIX ve COMPACT serileri). Ayrıca hidrosiklon, susuzlandırma elekleri, spiral ve yıkama üniteleri içeren yıkama & sınıflandırma çözümlerimiz; wobbler, apron ve titreşimli besleyici çözümlerimiz; sabit veya mobil bantlı konveyörler, stok konveyörleri gibi konveyör & stoklama sistemlerimiz bulunuyor.Bunlara ek olarak entegre PLC, uzaktan izleme/raporlama, enerji ve performans takibi içeren otomasyon & SCADA çözümleri; mevcut tesislerde kapasite artışı, enerji optimizasyonu, toz–gürültü iyileştirme sağlayan modernizasyon/retrofit hizmetleri; akım şeması (flowsheet) tasarımı, lay-out ve temel–çelik danışmanlığı gibi mühendislik & proje hizmetleri de sunuyoruz.Satış sonrası hizmetlerde ise kurulum, devreye alma, operatör eğitimi, periyodik bakım ve yedek parça desteğiyle müşterinin yanında oluyoruz.”
“Aşınma ömrü ve tane şekli dengesini gözetiyoruz”
Dayanım, verimlilik ve çevresel uyumun mühendislik yaklaşımının üretimin merkezinde yer aldığını belirten Ömür Güleç, “FABO, global pazardaki farkını ortaya gerçekleştirdiği çalışmalarla ortaya koyuyor. Modüler ve hızlı kurulum tasarımıyla şantiye mobilitesi yüksek sistemler geliştiriyoruz. Ağır hizmet şasilerimiz, zorlu taş ocakları ve iklim koşulları için optimize edildi. Rotor, çene ve koni tasarımlarında aşınma ömrü ve tane şekli dengesini gözetiyoruz. Akıllı otomasyon sistemleriyle kapalı devre çalışma, yük kontrollü besleme, uzaktan izleme ve teşhis (telematik) özellikleri sunuyoruz. Toz–gürültü ve su yönetimi çözümlerimiz, çevresel uyum ve iş güvenliği açısından öne çıkıyor. Yaşam döngüsü maliyetine odaklanıyoruz; parça ortaklaştırma, yaygın yedek parça ve servis erişimiyle müşterilerimizin toplam işletme maliyetini (OPEX) azaltıyoruz. Elektrifikasyon ve hibrid opsiyonlar sayesinde yakıt tüketimi, karbondioksit (CO₂) emisyonu ve işletme giderlerinde ciddi düşüş sağlıyoruz” sözlerini kaydetti.

Enerji optimizasyonu, su yönetimi ve dijitalleşme tüm süreçlerde etkili oluyor
FABO, üretimini sürdürürken enerji ve kaynak verimliliğini merkeze alan bir yaklaşım sergiliyor. Üretim anlayışı ve kullandıkları teknolojiler üzerine önemli detaylar paylaşan Ömür Güleç, “Yük algılama ve değişken hızlı sürücülerle (VSD) birim ton başına enerji tüketimini düşürüyoruz. Hidrosiklon–susuzlandırma sistemleriyle su geri kazanımı sağlıyor ve çamur hacmini azaltıyoruz. Kapalı devre kırma, toz bastırma sistemleri ve uygun kaplin/filtrasyon çözümleriyle toz emisyonlarını kontrol ediyoruz. Doğru astar ve çekiç seçimiyle duruş sürelerini ve parça maliyetlerini minimize ediyoruz. Uzaktan izleme–raporlama sayesinde öngörülü bakım uygulayabiliyor, daha yüksek kullanım oranı elde ediyoruz. Modüler–kompakt tasarımlarımız ise lojistik ayak izini küçülterek nakliye sayısını ve kurulum süresini azaltıyor” diye konuştu.

“NEOM’a uyum sağlamak için saha testleri ve performans ölçümleri gerçekleştirdik”
Suudi Arabistan’da yürütülen NEOM Projesi’nde yer almanın kendileri için önemli bir dönüm noktası olduğunu belirten Ömür Güleç, sürecin teknik detaylarını şu şekilde açıkladı:“FABO Global olarak Suudi Arabistan’daki NEOM Projesi kapsamında 1000 ton/saat kapasiteli kırma-eleme tesisinin kurulumunu başarıyla tamamladık. Bu süreç, bölge koşullarına uygunluk testleriyle başlayan uzun soluklu bir iş birliği sürecinin sonucudur. NEOM’un yüksek kalite standartlarına uyum sağlamak için öncelikle teknik uygunluk, saha testleri ve performans ölçümleri gerçekleştirdik. Sıcak iklim koşulları, yüksek aşındırıcı malzeme yapısı ve lojistik kısıtlar göz önünde bulundurularak, yüksek dayanımlı ve hızlı devreye alınabilir mobil kırma-eleme çözümlerimiz tercih edildi.Bu doğrultuda FABO mühendislik ekibi, sistem verimliliğini artırmak amacıyla özel besleme–eleme kombinasyonları ve enerji optimizasyonu üzerine çalıştı.”

Yüksek kapasiteli konik kırıcılar NEOM’un kalbinde yer aldı
NEOM’un sürdürülebilirlik hedefleriyle tam uyumlu çözümler sunduklarını ifade eden Ömür Güleç,“Kurulumunu tamamladığımız 1000 ton/saat kapasiteli kırma-eleme tesisinde özellikle yüksek kapasiteli konik kırıcılarımız ön plana çıkıyor. Bu kırıcılar, zorlu saha koşullarına uygun tasarımlarıyla üstün kırma performansı, hassas tane boyutu kontrolü ve düşük işletme maliyetleri sunarak projenin verimli ilerlemesine önemli katkılar sağlıyor. Projede ayrıca mobil kırma–eleme üniteleri (çeneli, konik, darbeli), titreşimli elekler, geri besleme ve stok konveyörleri, wobbler ve apron besleyiciler, toz bastırma ve susuzlandırma sistemleri de yer aldı. Bu sistemler, NEOM’un sürdürülebilir altyapı hedefleriyle tam uyumlu şekilde hem yüksek üretkenlik hem de enerji verimliliği sağlama konusunda fayda sağlıyor” dedi.

“Türk mühendisliği artık küresel projelerde rekabet gücünü kanıtladı”
Türk mühendisliğinin global projelerdeki başarısına değinen ve NEOM iş birliğinin sektörel bir sembol olduğuna dikkat çeken Güleç, “Projede yer alarak iki şeyi aynı anda kanıtlıyoruz: Yüksek katma değerli yerli mühendisliğin en üst seviye projelerde rekabetçi olduğunu ve güvenilir tedarik–servis ekosisteminin global ölçekte sürdürülebilir çalıştığını. Bu, yalnızca bir şirket başarısı değil; Türk sanayisinin, kalite ve inovasyonla dünya sahnesinde kalıcı yer edinmesinin de bir göstergesi. Bu proje, genç mühendisler için ilham, yerel tedarikçiler için de küresel değer zincirine katılım fırsatı yaratıyor” ifadelerini kullandı.
Yeni dönemde elektrifikasyon, dijitalleşme ve eğitim odaklı büyümeye odaklanılıyor
Dünya genelinde birçok önemli projeye çözüm sunduklarını ifade eden Ömür Güleç, FABO’nun gelecek hedefleri arasında sürdürülebilir büyüme ve teknoloji odaklı dönüşümün olduğunun altını çizerek “Bayi ağımızın derinleşmesiyle Avrupa, MENA (Orta Doğu ve Kuzey Afrika) ve Güneydoğu Asya’da yerelleşmiş satış–servis yapılanmaları kuracağız. Enerji verimliliği ve düşük emisyon odaklı yeni tahrik çözümleri geliştirmek için elektrifikasyon ve hibritleşme yatırımlarımıza devam edeceğiz. Telematik, uzaktan teşhis ve öngörülü bakım servislerini yaygınlaştıracağız. OEM ve stratejik ortaklıklarla ürün portföyünü tamamlayıcı iş birlikleri kuracağız. Ayrıca operatör–bakım eğitim akademisi ve sertifikasyon programlarımızı ölçeklendirerek sektöre nitelikli insan kaynağı kazandıracağız” ifadelerinde bulundu.

“Kalite, FABO’nun ruhudur”
‘Quality is Our Soul’ mottosu ile global vizyonlarına yön verdiklerini açıklayan Ömür Güleç, “Kalite FABO’nun ruhudur. Kaliteyi sadece ürün performansı değil; şeffaflık, dijitalleşme ve sürdürülebilirlik üçgeninde ele alıyoruz. Dünyanın neresinde olursa olsun müşterilerimizin yanında, hızlı kurulum–yüksek verim–düşük OPEX vaat eden çözümler üretmeye devam edeceğiz. Tüm paydaşlarımıza bize duydukları güven için teşekkür ediyor; tesislerimizi ziyaret etmeye ve ürün demolarımızı yerinde görmeye davet ediyoruz” sözleriyle konuşmasını sonlandırdı.
