Tarım ve Orman Bakanlığı’na bağlı olarak 26.000 personel ve 5.569 adet iş makinesiyle faaliyetlerini sürdüren Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü (DSİ), gerçekleştirdiği çalışmalar ile su kaynaklarının verimli kullanımında önemli adımlar atıyor. 2024 yılında toplam 509 adet projeyi tamamlamayı hedeflediklerini kaydeden Devlet Su İşleri Genel Müdürü Mehmet Akif Balta, tarımsal sulamadaki verimliliği, basınçlı sulama şebekeleri ve otomasyon sistemiyle artırmayı amaçladıklarını ifade ederek gerçekleştirdikleri çalışmalar hakkında sorularımızı yanıtladı.
Mehmet Akif Bey, okuyucularımıza tekrar hatırlatmak için öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? DSİ’deki görev ve sorumluluk alanlarınız nelerdir?
Bu alandaki çalışmalarıma 18.07.2000 tarihinde DSİ Çoruh Projeleri 26. Bölge Müdürlüğünde mühendis olarak göreve başladım. 2000 yılından bu yana DSİ’de çeşitli birimlerde Mühendis, Şube Müdürü, Bölge Müdür Yardımcısı ve Bölge Müdürü olarak görev aldım. Ardından Genel Müdür yardımcılığı ve halihazırda da 2 yıla yakındır da genel müdür olarak ülkemize hizmet ediyorum. Sorumluluğumuzun farkında olarak bu aziz millete hizmet etmenin memnuniyetini yaşadığımı ifade etmek isterim.
DSİ olarak Türkiye olarak son zamanlarda gerçekleştirdiğiniz ve katkı verdiğiniz projeler hakkında bilgi verir misiniz?
Su ve sulama yatırımları konusunda son 21 yılda cari fiyatlarla 2,9 Trilyon TL’lik yatırım yapılarak Ülkemize 10.086 tesis kazandırıldı:
- Baraj ve göletlerimizden oluşan su depolama tesislerimizi 504’ten 1.871’e çıkardık.
- Su depolama hacmimizi 50 milyar metreküp artırarak 183 milyar metreküpe çıkardık.
- Hidroelektrik Santrali (HES) sayımızı 125’ten 750’ye, kurulu güç kapasitemizi 12 bin 200 megawatt’tan 32 bin 400 megawatt’a ulaştırdık.
- İçme suyu miktarını yıllık 2 milyar metreküpten 5,2 milyar metreküpe çıkardık.
- Taşkın koruma tesisimizi %100 artırarak 10.697’ye çıkardık.
- Yeraltı su seviyesini beslemek ve korumak maksadıyla bir yenilik olarak yeraltı depolaması ve suni besleme amaçlı 127 tesis inşa ettik.
- Arazi toplulaştırmasında tescil edilen alanı 16 katına çıkararak 4,5 milyon dekardan 73 milyon dekara ulaştırdık.
- Sulanan alanımızı 23 milyon dekar artırarak 71 milyon dekara yükselttik.
Türkiye genelinde çalışmalarınızı gerçekleştirirken iş gücü ve mekanizasyona ihtiyaç duyuyorsunuz. DSİ, çalışmalarını toplam kaç kişi gerçekleştiriyor?
Köklü kurumsal geçmişi 1914 yılına kadar uzanan Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü, Türkiye’nin yerüstü ve yeraltı sularının zararlarını önlemek ve bunlardan çeşitli yönlerden faydalanmak amacıyla su kaynaklarının planlaması, yönetimi ve geliştirilmesinden sorumlu, tüzel kişiliği olan, özel bütçeli bir kuruluştur. 1953 yılında kabul edilen 6200 Sayılı Kanun ile Bayındırlık Vekâleti’ne bağlı olarak çalışmalarına başlayan DSİ, bugün merkez ve yurt geneline yayılmış 26 Bölge Müdürlüğünde görev yapan yaklaşık 26.000 personeli ve 5.569 adet iş makinesi ile faaliyetlerini Tarım ve Orman Bakanlığı’na bağlı olarak sürdürüyor.
Gerçekleştirdiğiniz projelerde makine parkı önem arz ediyor. Bu kapsamda parkınızdaki güncel iş makinesi adetlerini paylaşabilir misiniz?
Haziran 2024 itibariyle DSİ Makine Parkında; 797 adet paletli ekskavatör, 232 adet paletli traktör (dozer), 128 adet paletli yükleyici, 97 adet motorlu greyder, 617 adet Müteharrik Kar Kamyonu (Damperli) olmak üzere 1871 adet iş makinesi mevcut. Bunlara ilave olarak, yeni satın alınan 100 adet treyler çekicisinin makine parkına eklenmesiyle birlikte parkımızdaki treyler çekici sayısı da toplam 215 adet olacaktır.
Güncel yatırımlarınız ile makine parkınız ne kadar gençleşti?
Yeni satın alınan bu makineler sayesinde makine parkımızdaki 10 yaştan küçük makinelerin oranı %53’e ulaştı. İhale aşamasındaki 130 adet paletli traktörün (dozer), makine parkımıza girmesiyle birlikte bu oran %56 oranına çıkacaktır.
Genel olarak 2024 yılı içinde tamamlanması hedeflenen projeleri de dahil edersek toplam proje bedelinin ne kadar olması bekleniyor?
2024 yılında; 58 depolama tesisi, 58 adet sulama tesisi, 14 adet toplulaştırma projesi, 26 adet içme suyu tesisi, 19 adet yeraltı depolaması ve suni besleme, 7 adet HES ve 327 adet taşkın tesisini olmak üzere toplam 509 adet tesisi tamamlayarak milletimizin hizmetine sunmayı hedefliyoruz. Genel Müdürlüğümüzün 2024 yılı revize bütçesi (yatırım ve kamulaştırma) yaklaşık 90 milyar TL’dir.
Son yıllarda iklim değişiklikleri ve ani sıcaklık artışları yaşanıyor. Bu konuda DSI olarak hangi adımları atıyorsunuz?
Dünyada olduğu gibi ülkemizde de nüfus artışına paralel olarak artan gıda ihtiyacı ile birlikte tarımsal su ihtiyacı giderek artıyor. Su kaynaklarının her geçen gün daha da önemli olduğu ülkemizde, sulama suyunun verimli kullanılması gerekiyor. Bu nedenle 90’lı yıllardan itibaren ülkemizde gelişen boru teknolojisi ile su tasarrufu sağlayan ve su kaynaklarını optimum seviyede kullanımına imkan veren basınçlı borulu sistemlerin inşaatına başlanıldı.
Tarımda sulama imkanlarını iyileştirmek ve su verimliliğini artırmak için gerçekleştirdiğiniz projeleri detaylıca açıklayabilir misiniz?
Bitkilerin su ihtiyacında bir azalma yapılması söz konusu olamayacağına göre su tasarrufu ancak suyun iletilmesinde, dağıtılmasında ve sistemin işletilmesinde yapılabilir. Bu nedenle en fazla su tasarrufu, açık kanallı sulamalar yerine yağmurlama ve damla sulama metotlarının kullanılmasıyla sağlanmakta olup tasarruf miktarı, %50’ye kadar çıkabiliyor. Sulamalardaki borulu şebekelerin oranı 2024 yılında %35 seviyesine ulaştı. Halen inşaatı devam eden sulamaların %94’ü ise borulu şebekelerden oluşuyor.
Borulu sisteme geçişle birlikte gelişen sulama teknolojilerin kullanımı, su ve enerji tasarrufu sağlanmasında önemli rol oynuyor. Bunlar arasında sulama sisteminde sayaç kullanımı ve sistemin tek merkezden kontrol edilerek vatandaşların sisteme müdahalesinin en aza indirilmesini amaçlayan otomasyon sistemleri ön plana çıkıyor.
Borulu sistem ile maliyetler azalıyor:
Borulu sistem; su tasarrufunda, inşaat çalışmalarından dolayı daha az arazi kaybında, su tüketiminin azalmasında, pompajlı sulamalarda daha aza enerji tüketiminde, etkili su dağıtımında, daha az drenaj ihtiyacında, otlanma ve yosunlanma problemini önlemede, inşaat çalışmaları için daha fazla malzeme alternatifinde (PE, Çelik, CTP), kamulaştırma maliyetlerinin azalmasından dolayı inşaat maliyetinde tasarruf sağlanmasında, kullanım kolaylığından dolayı daha az işçiliğe ihtiyaç duyulduğundan üretim maliyetlerinin azalmasında ve tesis ömrünün daha uzun olmasında etkili oluyor.
Sayaç uygulaması:
Su uygulamasıyla; kullanılan su miktarının azaltılması, enerji tasarrufu sağlanması, kayıp-kaçağın önlenmesi, tahsilat oranının yükseltilmesi, enerji bedellerinin zamanında ödenmesinin sağlanması, çiftçinin sulama suyunun temininin güvence altına alınması hedefliyor.
Otomasyon sistemleri:
Otomasyon sistemiyle; sulama sistemi açık kanal sistemden komple kapalı sisteme dönüştürüldüğünden su kaybı minimum seviyelere çekilerek ülke ekonomisine katkı sağlanıyor. Geleneksel sistemde sulamanın kontrolü ve manevrası, insan gücü ile gerçekleştirilmekteyken, otomasyon sayesinde su kontrolü tek bir noktadan operatör kullanımıyla uzaktan yapılıyor.Otomasyon sistemiyle birlikte barajda anlık su kapasitesinin izlenmesine de olanak tanınıyor. Bu sistem ile sulama sisteminde yer alan elektromekanik tesisatın uzaktan izleme ve kontrolü de sağlanabilecek. Bu sayede barajdan su hattına verilen anlık ve toplam su miktarı ölçülecek, ana boru hattı üzerinde ve yedek ayrımlarında bulunan debimetreler ile hidrant çıkışlarındaki sayaçlardan elde edilen veriler sayesinde kayıp kaçak ve tüketim analizleri de yapılabilecek.
Sulamadaki basınç farkı otomasyon ile tespit edilecek
Ana boru hattı, yedek ayrım yapıları ve hidrant çıkışlarından alınan basınç değerleri ile damlama sulama için gereken basınç değerleri anlık olarak izlenerek optimum gerekli basınç aralıklarında işletme gerçekleştirilebilecek. İstenilen basınç değerleri altına düşen hidrantlar otomatik olarak sistemden atılarak sulama devamlılığı diğer noktalar için sağlanabilecek. Sulanamayan hidrantlar, operatör tarafından bir sonraki sulama periyodunda işletmeye alınabilecek. Otomasyon sistemi; ana boru hattı ve yedek ayrım yapılarında bulunan vantuzlardaki hava/su sensörleri marifetiyle sistemin sağlıklı bir şekilde çalışması sağlanacak. Ayrıca sulama sisteminde bulunan meteoroloji istasyonu yardımıyla anlık olarak hava ve toprağa ait tarımsal veriler elde edilebilecek.
Suyun etkin kullanımı hakkında yorumlarını öğrenebilir miyiz?
Su yaşamsal öneminin yanı sıra tarımdan sanayiye, enerjiden hizmet sektörüne kadar bütün üretim süreçlerinin değişmez girdisi konumunda bulunuyor. İkamesi mümkün olmayan bu alternatifsiz kaynağın özellikle bizim gibi yağış rejimi düzensiz ülkelerde, kurak periyotlarda kullanılmak üzere depolanması büyük önem taşıyor. Ülkemizin suyun en çok tüketildiği sektör olan tarımda eski ve iptidai sulama metotları yerine basınçlı sulama şebekeleri hayata geçiriliyor. 2002 yılında kapalı borulu sulama şebekesi oranı %6 iken 2023 yılı sonu itibariyle kapalı sulama sistemleri oranı %35’e ulaştı. Şu anda inşaatı devam eden sulamaların hemen hemen tamamı borulu şebekeden oluşuyor. Buna ilaveten tesislere ölçü tesisleri ve sulama sayaçları takılarak su kullanım hizmet bedelleri metreküp esaslı ücretlendirilmekte, karar destek ve otomasyon sistemleri ile de su kayıp kaçakları önleniyor. Ülkemizde su kaynaklarının kısıtlı olması ve tüm sektörlerde talebin gün geçtikçe artması, mevcut su kaynaklarının en ekonomik şekilde kullanılmasını zorunlu kılıyor. Dolayısıyla su yönetiminde sektörler arası çevre ile uyumlu, adil bir paylaşımın ve suyun etkin kullanımının sağlanması gerekiyor. Tarımda suyun etkin kullanımı DSİ Stratejik Planında yer almakla birlikte ulusal düzeyde Kalkınma Planları içerisinde de öne çıkıyor.
Suyun etkin kullanımı, iki ana başlık altında toplanıyor
DSİ Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen suyun etkin kullanımına yönelik çalışmalar, yapısal ve yapısal olmayan çalışmalar şeklinde iki ana başlık altında toplanabilir.
Yapısal çalışmalar kapsamında:
Suyun tasarruflu kullanılarak tüketimin azaltılması maksadıyla sulama şebekelerinin basınçlı borulu olarak inşa edilmesi, mevcut sulama tesislerinin “Yenileme Projesi” kapsamında basınçlı-borulu sisteme dönüştürülmesi ve modernizasyonu, sulama tesislerinin bakım ve onarım ihtiyaçlarının “Bak-Onar Projeleri” kapsamında su kullanıcı teşkilatlarla birlikte gecikmeden karşılanarak iletim randımanının yükseltilmesi, suyun adil ve güvenilir biçimde iletim ve dağıtımının sağlanması kayıp ve kaçakların tespit edilebilmesi maksadıyla işletmedeki sulama tesislerine ölçü tesisleri kurulması,hidrantlarda sayaç kullanımı ve akıllı sulama sistemlerine geçiş,kullanılmış suların yeniden kullanımını sağlamak maksadıyla atık su tesisleri başta olmak üzere gerekli tesislerin inşa edilmesi olarak sıralanabilir.
Yapısal olmayan çalışmalar kapsamında:
Suyun ihtiyaçtan daha fazla kullanımının önüne geçmek amacıyla alt yapısı uygun olan borulu sulama tesislerinde “kademeli su kullanım hizmet bedeli” uygulanması,sulama yönetimi faaliyetleri kapsamında sulama tesislerinde bitki su ihtiyaçlarına göre “Genel Sulama Planlaması” yapılması çalışmaları yürütülüyor.
Son yıllarda baraj inşaatı konusunda en dikkat çeken proje Yusufeli Barajı oluyor. Yusufeli Barajı’nın öneminden bahseder misiniz?
Yusufeli Barajı ve HES, Artvin ilinin 70 km güney-batısında, Yusufeli ilçe merkezinin 15 km yukarısında yer alıyor.Sayın Cumhurbaşkanımızın himayelerinde açılışı yapılan Yusufeli Barajı 275 metrelik yüksekliği ile ülkemizin en yüksek barajı, çift eğrilikli beton kemer barajlar kategorisinde ise Dünyanın beşinci en yüksek barajıdır.Tesisin kurulu gücü 558 MW olup, yıllık ortalama enerji üretimi 1 milyar 888 milyon kilovatsaattir. Yusufeli Barajı ayrıca bölgede bulunan Artvin, Deriner, Borçka ve Muratlı barajlarının üretim kapasitelerini de artırıyor.Dev tesisin üreteceği enerji ile ekonomimize yıllık, 6 Milyar TL katma değer sağlaması planlanıyor.
Yusufeli Barajı; aşağısında bulunan barajlarında en yüksek verimle çalışması için Çoruh Nehrinin akış rejimini ayarlama yeteneğine sahip yegâne depolama tesisidir. Yusufeli Barajının havzadaki diğer barajların enerji üretimine sağlayacağı katkı %10 olarak belirlendi.Yusufeli Barajı, Çoruh nehrinin getireceği rusubatı önemli ölçüde tutarak diğer barajların ömrünün uzamasında fayda sağlarken Çoruh Nehrinde oluşabilecek taşkın riskini azaltacaktır. Yusufeli Barajı 2.1 milyar metreküplük su depolayabilecek kapasitesi sahip. Yusufeli Barajı ve HES’in devreye alınmasıyla birlikte ülkemizin hidroelektrik enerji üretim kapasitesi %2 oranında artacaktır.Baraj ile 2,5 milyon kişinin enerji ihtiyacının karşılanması hedefleniyor.
Son zamanlarda bulunduğunuz sosyal faaliyetlere de değinirsek, bu amaçla hangi projeleri gerçekleştirdiniz?
DSİ Genel Müdürlüğü olarak su tasarrufunu gelecek nesillere bırakmak adına yoğun faaliyet içindeyiz. Bu bağlamda DSİ tırı projesini hayata geçirdik. Bu tır şehirlerimizi gezip, küçük yaştaki çocuklarımıza su bilincini aşılamak adına tiyatro gösterisi yapıyor. Bu projenin ülke geneline yayılması adına çalışmalarımız devam edecek.