Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum; enerji ve kaynak verimliliği ile hava, su ve toprak için sıfır kirlilik prensibini gösteren tesislere, çevresel üretimin göstergesi olarak “Sanayide Yeşil Dönüşüm Belgesi” düzenleneceğini açıkladı.
“Sanayide Yeşil Dönüşüm Semineri”nde çevreyi koruma bilincinin önemine dikkat çeken Bakan Kurum, sanayi devrimiyle kurulan ve 200 yıldır süregelen üretim anlayışının hayatı kolaylaştırırken bir yandan da ekolojik dengeyi bozduğuna dikkat çekti. İnsan eliyle meydana gelen iklim değişikliği sonucu; barınmadan ulaşıma, tarımdan sağlığa, sanayiden tedarik zincirine pek çok alanda olumsuzluklar yaşandığını belirten Kurum, alınacak önlemler ve çevreci çalışma anlayışıyla bu dengenin daha fazla bozulmasının önüne geçilebileceğini kaydetti.
İklim değişikliğiyle mücadele
Kurum, Birleşmiş Milletlerin bu yıl yayımladığı son Küresel Riskler Raporu’nda afetlerin yüzde 91’inin iklimle ilişkili olduğunu gördüklerini söylediği konuşmasında son yıllarda Türkiye’nin afetlerden yoğun şekilde etkilendiğini; sel felaketleri, yangınlar ve Marmara Denizi’nde görülen müsilajın bunun en somut ve en üzücü örneklerinden olduğunu vurguladı. İklim değişikliğiyle mücadelenin Türkiye’nin istikbal ve istiklal meselesi olduğunu belirten Kurum, iklim değişikliği çalışmalarını tüm sektörlerle kararlılıkla yürüttüklerini, İklim Koordinasyon Kuruluyla birlikte İklim Kanunu çalışmalarında artık son aşamaya geldiklerini ifade ederek “2023 yılında İklim Kanunu’nu 2053 net sıfır emisyon hedeflerimize uygun bir şekilde ortaya koymuş olacağız” dedi.
“Üreteceğiz, büyüyeceğiz, gelişeceğiz ama çevremize zarar vermeyeceğiz”
COP27’de Ulusal Katkı Beyanı’nı açıkladıklarını anımsatan Kurum, Türkiye’nin 2030 için 500 milyon ton emisyon oluşumunu önlemeyi hedeflediğini, en geç 2038’e kadar emisyonları tepe noktasına ulaştırarak, net sıfır emisyon hedefiyle güçlü politikalarla ilerlemeye devam edeceklerini söyledi. Kurum; Ulusal Katkı Beyanı kapsamında enerjiden sanayiye, ulaştırmadan binalara, atık sektöründen yutak alanlara kadar her alanda dönüşüm süreci yaşayacaklarını belirtti konuşmasını şu şekilde sürdürdü: “2024 yılında pilot uygulamasını başlatacağımız Ulusal Emisyon Ticaret Sistemi’ni kurma çalışmalarımızda son noktaya geldik. Emisyon Ticaret Sistemi’yle, sektörümüzde fazla emisyon üretenlerin cezalandırıldığı, az emisyon üretenlerin ödüllendirildiği bir sistemi hayata geçireceğiz. Karbon fiyatlama mekanizmasından elde edeceğimiz gelir olacak. Bu gelirle sanayicilerimizin temiz üretim ve yatırım süreçlerine destek olacağız. Yeşil kalkınma devrimi çerçevesinde, üretirken kirletmemeyi merkeze alacağız. Üreteceğiz, büyüyeceğiz, gelişeceğiz ama çevremize zarar vermeyeceğiz. Bu noktada sanayicilerimizden ve özel sektörümüzden beklentimiz büyük.”
“OSB’ler yeşil dönüşümde öncü olacaklar”
Son dönemde yaşanan Covid-19 salgını, Rusya-Ukrayna Savaşı ve gıda ile enerji darboğazı başta olmak üzere yaşanan küresel sorunların dünyada kalıcı bir değişimi içinde barındırdığını ifade eden Kurum, bu zor dönemde Türkiye’nin hemen hemen her alanda yenilikçi, dinamik, ayakları yere sağlam basan ve küresel rekabette üst sıralara taşıyacak projelerle geleceğe doğru emin adımlarla yürüdüğünü aktardı. Türkiye’nin bu süreçte gösterdiği çabayı iklim değişikliğiyle mücadelede de sürdüreceğini kaydeden Kurum, sözlerini şu ifadelerle sonlandırdı: “Sanayi tesislerinin iklim ve çevre dostu üretim yapmalarını teşvik ederek, yeşil dönüşüm çerçevesinde tüm sanayi bölgelerimizi sıfır atığı merkeze alan, insanı merkeze alan yeşil kalkınma hedefimize uygun hale getireceğiz. Hedefimiz, üniversitelerimizle, iş insanlarımızla, kurumlarımızla tüm organize sanayi bölgelerini ‘Yeşil OSB’ye çevirmek. OSB’lerimiz yeşil dönüşümü örnek bir modelle yayacak. Atacağımız her bir adımla sanayide yeşil dönüşümde yeni bir sayfa açacağız. Enerji ve kaynak verimliliğini, hava, su ve toprak için sıfır kirlilik prensibini gösteren tesislere, çevresel üretimin göstergesi olarak ‘Sanayide Yeşil Dönüşüm Belgesi’ düzenleyeceğiz. Çevreci bir yaklaşımla bu belgeyi alan tesislerin çevresel taksonomi kriterlerini karşılayarak, çevre yatırım fonlarından ve yeşil finansman imkanlarından faydalanmaları için gerekli tüm adımları atacağız. Sanayi üretimimizin yüzde 45’ini oluşturan OSB’ler yeşil dönüşümde öncü olacaklar. Bu sayede, çevresel iyileşmenin yanı sıra ülkemiz sanayisinin dünya standartlarında üretim seviyesini yakalayarak ihracat pazarında eşit şartlarda rekabet gücüne erişmesini ve dünya piyasalarında yüksek payla yer almasını sağlayacağız.”